Yıl 1991
Münih Prinzregenten Theater (Prens Regent Tiyatrosu) o akşam çok özel bir oyun için çok büyük bir oyuncuyu bekliyordu
Salonda tek bir koltuk kalmamıştı
Ve izleyicilerin yarisindan çoğu Almandı
Bizler de Münih Başkonsolosluğu çalışanları olarak protokoldeki yerimizi almıştık.
Oyun Hocaların hocası usta bir oyuncunun olağanüstü performansıyla sona erdiğinde salonda herkes ayaktaydi.
Hiç Türkçe bilmeyen Almanlar oyunun sanki her kelimesini anlıyor ve alkışlıyorlardı.
Neden mi?
Yıldız Kenter'i izlemek demek;
Sesinin buğusunda,
Gözlerinin ışığında,
Bedeninin her hareketinde,
Oyunu anlamak ve yaşamak demekti...
Nasil muhteşem bir sanat ve oyunculuk aşkıydı onun ki...
Her rolde her oyunda o insan olarak kalırdı belleklerimizde...
Ben hiç bir oyunda bu kadar gurur duyduğumu
Bu kadar ağladığımı bilmiyorum
Sanatın Evrensel olduğunu bir kez daha kanıtlıyordu Avrupa'ya...dil değil sanattı konuşan ve oynayan...
Çok üzgünüm çok
Yerine koyacak kimse var mı?
Umarım yetiştirdiği öğrencileri
Yolundan, izinden giderler...
Kültür ve Sanatın Evrenselliğini ilke edinirler
Keşke herkes onun kadar birey, toplum ve millet aşkını bu kadar yüreklerinde, tenlerinde ve her dokularında hissederek sanatlarını icra etseler
Yıldızlar arasına gerçek bir YILDIZ kaydı
Işığını saç bize YILDIZ KENTER
Mekanın cennet olsun